http://books.openedition.org/ifeagd
Browse results: Found 58
Listing 1 - 10 of 58 | << page >> |
Choose an application
Ce dossier a pour objectif de donner une image des communautés albanaises et d’origine albanaise en Turquie et plus particulièrement à Istanbul : leur origine, leur fonctionnement et leurs relations avec les autres communautés albanaises dans les Balkans (Albanie, ex Yougoslavie, Grèce), dans le contexte géopolitique des années 1990. Ce contexte est bien sûr marqué à la fois par les crises successives qui ont marqué la décomposition de la Yougoslavie, dont la dernière, dans la province du K...
Choose an application
Après les différents attentats survenus en France en 2015, au-delà des réactions officielles convenues ou des réactions sincères de certains groupes sociaux et individus, on a pu constater dans l’opinion turque – du sommet de l’État aux milieux les plus modestes – comme une tolérance, si ce n’est une forme de compréhension, vis-à-vis des motivations supposées des auteurs de ceux-ci. Certaines convergences étranges d’un extrême à l’autre du spectre idéologique, dans la réception de ces événements, traduisent des affinités à la fois dans les modes de représentation de la situation contemporaine et les modes de positionnement face à celle-ci. Ce dossier analyse les réactions turques aux attentats commis en France en 2015 contre Charlie Hebdo et l’Hyper Cacher les 7 et 8 janvier et le 13 novembre à St Denis et dans les 10e et 11e arrondissements de Paris à travers une analyse de la presse et de Twitter. L'objectif est d’identifier en priorité la gamme des réactions les plus dissonantes, de voir quels groupes sociaux et quels terreaux elles touchent, de déceler sur quelles argumentations elles reposent et comment elles peuvent circuler entre la Turquie et les communautés turques et/ou musulmanes d’Europe, et les djihadistes.
relations internationales --- attentats --- djihad --- musulmans
Choose an application
Apartmanlar, birçok ailenin bir arada yaşadığı konutlar olarak geleneksel Osmanlı evinin gelişim süreci içinde ciddi bir kopuşun örnekleri olarak görülmüşlerdir. Gerçekten de bu konutlar, bahçe içinde ahşap konaklara ilk bakışta hiç benzemezler. Çok katlıdırlar, sıkışık kıvnmlı dar sokaklarda yükselirler, kimi zaman karanlık iç mekânlara sahiptirler, bahçeleri yoktur ama geniş teras çatılan vardır. Çoğu sokağa veya caddeye yönlenmişrir, ama manzara imkânı varsa ondan da yararlanmayı ihmal etm...
Choose an application
Choose an application
Pour ce dossier de l'IFEA dédié aux relations informelles entre la Turquie et l'Arménie, le premier consacré à ce sujet depuis 2002, nous avons décidé de faire confiance à deux jeunes chercheurs. Adrian Foucher, qui a achevé un master 2 à l'Institut français de géopolitique (Paris 8) en 2015, a été stagiaire de l'Observatoire du Caucase, antenne de l'IFEA située à Bakou. Elshan Mustafayev est quant à lui doctorant à l'IEP de Lyon, où il rédige une thèse sur la politique étrangère de la Turqui...
Choose an application
La Turquie est le premier État à reconnaître la République d'Azerbaïdjan lorsque celle-ci déclare son indépendance le 30 août 1991. Les relations diplomatiques sont établies quelques mois plus tard. Quelques 10 ans plus tard, plus de 200 accords et protocoles lient les deux pays. Ces accords couvrent un champ très large et ont pour objectif de soutenir l’intensification des relations commerciales, économiques, culturelles, académiques et militaires. Ce dossier fait le point sur la pénétrat...
Choose an application
Mimar, şehirci, Bizans ve Osmanlı tarihçisi, jeopolitik uzmanı, çok yönlü araştırmacı ve düşünür Stefanos Yerasimos 29 Ocak 1942’de İstanbul’da doğdu. İlkokulu Zapyon Rum Kız Lisesi’nde, ortaokulu Zoğrafyon Rum Erkek Lisesi’nde okuduktan sonra, Güzel Sanatlar Akademisi’nde mimarlık öğrenimini tamamladı ve 1966’da Paris Universitesi Institut d’Urbanisme’de şehircilik okudu. 1972-2005 arası Paris VIII Üniversitesi’nde, şehircilik ve jeopolitik bölümünde asistan, doçent ve ardından profesör olarak öğretim üyeliği yaptı. 1994-1999 arasında İstanbul’daki Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nün müdürlüğü görevini üstlendi, 2001-2002 ve 2003-2004 yarı yıllarında Sabancı Üniversitesi’nde öğretim üyeliği görevinde bulundu. Otuz altı kitaba, doksandan fazla makaleye, seksene yakın kolektif çalışmaya imza atmış olan Stefanos Yerasimos 19 Temmuz 2005’de 62 yaşında Paris’te aramızdan ayrıldı. Stefanos Yerasimos’u farklı yapan birçok şey vardı. Bunların başında şüphesiz ufkunun genişliği ve bunun bilimsel üretimine olan yansıması gelmekteydi. Mimarliktan tarihe, seyahatnamelerden kent tarihine, halk efsanelerinden yemek ve mutfak tarihine, milliyetçilikten harp tarihine kadar uzanan bu denli geniş bir yelpazede gezinebilen başka bir tarihçi hayal etmek hemen hemen imkânsiz. Daha doğrusu, bu genişlik ve çeşitlilikteki bir alanda faaliyet gösterip de ister istemez yüzeysellik tuzağına düşmeyen birini düşünmek mümkün değil. Bu anlamda Stefanos Yerasimos’u farklı kılan diğer çok önemli bir özellik, yöntem ve analiz konusunda gösterdiği tavizsiz tutumdu. El attığı her konuda meselenin özüne kadar inmekte, düzgün bir analitik çerçeve kurmakta, kaynakların ise adeta posasını çıkarmakta gösterdiği kararlılık ve bu yolda harcadığı zaman ve enerji, kendisini tanıyanların hep hayret ve gıptayla karşiladıkları bir durumdu. Bu katmerli ilginin ve birikimin karşısında, Stefanos Yerasimos’u bir alam, bir dönemi veya bir coğrafyayı tarif etmeyi iddia eden bir ibarenin içine hapsetmenin ne kadar abes olacağı aşikârdı. Üretim ile geçmiş olan bu hayata geri dönüp bakıldığında bütün bu olguların toplanabileceği ve indirgenebileceği asgari müştereğin bilgi olduğunun farkına vardığımızda, olabilecek en gerçekçi tarifın eski “allâme” kelimesinde gizli olduğunu düşündük. Fransızca “savant” (bilgin) ve Türkçeye tercümesi imkânsız “érudit” (derin bilgi sahibi) terimlerinin bir tür karışımı niteliğindeki allâme kelimesini Osmanlıların en çok kullandıkları ve bu durumda bize daha da manidar gelen bileşik şekliyle almayı tercih ettik: allâme-i devran, ya da allâme-i cihan. Öyle bir allâme-i cihan ki, mirası, yazdıklarının da ötesinde, beraber çalıştığı, dost olduğu, destek ve ilham verdiği kişilerin sadece hatırasında değil, her yeni çalışmasında hâlâ yaşıyor. Burada toplanmış olan yazılar, bu kişilerin özlem dolu sevgi ve saygısının içten bir ifadesidir.
Bizans uygarlığı --- İstanbul --- kaynakça --- mimarlık --- Osmanlı tarihi --- tarih --- Türkiye
Choose an application
Bizans: Yapılar, Meydanlar Yaşamlar, Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’ne (CNRS) bağlı olarak İstanbul Fransız Anadolu Araştırmaları Enstitüsü’nde (IFEA) düzenlenen konferanslar dizisinin ürünü. Ocak 2004-Haziran 2007 tarihleri arasında gerçekleştirilen bu konferanslar, konularının uzmanı tarihçiler, arkeologlar, sanat tarihçileri tarafından verildi. Jean Pierre Sodini/ Konstantinopolis, bir megapolün doğuşu; Elisabeth Malamut/1. Aleksios Komnenos döneminde Konstantinopolis; Marie-Fra...
Choose an application
Los procesos de concentración urbana acelerada en América Latina, de jerarquización progresiva de las redes urbanas nacionales y de metropolización, han sido ampliamente estudiados desde 1950. En particular, desde el inicio sorprendió a los investigadores la similitud con la cual casi todos los Estados de la región experimentaron una concentración de tendencia "unipolar", con supremacía cada vez más fuerte de la ciudad de mayor importancia sobre el resto de la red urbana. Se designa a este fenómeno con el término de "primacía urbana". Creado en otra época y otro lugar, el concepto de primacía urbana se adecua perfectamente a la realidad latinoamericana de los últimos 60 años, en la que la combinación del éxodo rural masivo, la explosión demográfica y la industrialización acelerada han tenido como resultado una concentración urbana particularmente rápida, con un carácter primacial muy marcado. En la actualidad, Colombia experimenta un proceso muy notorio de concentración primacial alrededor de una sola ciudad. El libro análiza el período de 1930 a principios de los años 90, que abarca dos ciclos claves de la organización del espacio colombiano. El primero es el de la cuadricefalia urbana que nace en los años 30 y finaliza entre los años 60 y 70; constituye una transición original entre la situación de atomización urbana, existente a principios de siglo, y la tendencia actua la concentración. El segundo es el de la primacía urbana de Bogotá, que ha crecido sin interrupción desde los años 60 y sigue afirmándose hoy día tal como lo podemos comprobar. El propósito de nuestro estudio es comprender por qué estos dos cielos aparentemente contradictorios han podido iniciarse en un período relativamente corto, y cómo ha sido la transición del uno al otro.
Colombia --- centralism --- State --- transport --- urban concentration --- urban area --- regional development --- industrial concentration
Choose an application
Camondolar 19. yüzyıl boyunca finans, kültür ve sanat alanlarında birçok başarıya imza atmış bir aile. Yabancı fin an s kaynaklarıyla Osmanlı Sarayı arasında bir köprü oluşturan bu aile aynı zamanda Galata, Pera, Karaköy ve Tophane semtlerinin yeniden imarına öncülük etmiş ve şehrin bugünkü çehresine kavuşmasına da katkıda bulunmuştur. Yahudi cemaati için yaptıkları modern eğitim çabalarıyla adlarından söz ettiren Camondolar, bir dönem İstanbul'da zenginliğin ve modernliğin simgesi olmuşlardı...
Listing 1 - 10 of 58 | << page >> |